Dünya tarihinde sakallı bir amcanın yarı çıplak biçimde hamamdan koşarak çıktığı ve “Evreka” diye bağırdığı anlar epey nadirdir. Böyle bir aydınlanmaya denk gelmek ise gerçekten şanslı olduğunuzu hissettirir. Günümüz şartlarını düşündüğümüzde ise kendimizi şanslı hissettiğimiz anlara sık rastlıyor olabiliriz. Ben de kendini şanslı hisseden ve hayatın birçok anında da bu hisse kapılan iyimserlerden biriyim. Kendimi şanslı hissettiğim anlardan ilk aklıma gelen ise sürekli araç kiralama metodundan vazgeçip 6 ay önce XX.XXX TL‘ye aldığım aracın piyasasının şu anda +25.000 TL olduğunu gördüğüm andır. Gerçi satıp yeni bir araç alacak olsam pek bir esprisi yok çünkü bütün araçlar benzer oranlarda pahalandı.

Ehliyetimi epey önce aldım ama aracımı henüz 6 ay önce satın alabildim. Bundan önce ise araç kiralama metodunu kullanarak kısa seyahatler yapıyordum. Benim gibi arada bir de olsa araç kiralayanlar, bu sektörün nasıl bir kurt kapanı olduğunu bilirler. Müşteriyi yolunacak kaz, yumurtası alınacak tavuk ya da zorla yumurtlaması istenen bir horoz gibi gören non-kurumsal işletmeler ne yazık ki oto kiralama sektörünün yüz karası olarak anılırlar. Siz siz olun araç kiralarken bütün detaylara hakim olmaya çalışın ve kurumsal işletmelerden şaşmayın.  Senet falan imzalatmaya kalkan olursa topuklarınızı kaba etinize vurarak kaçın.

Büyük Şehirlerde Araç Kiralama

Size, hangi ilin en büyük şehirlerden olduğunu belirtmeme gerek yok. Hepiniz belli bir seviyeye ve birikimine sahip insanlarsınız. Dolayısıyla araç kiralarken hangi hususların mide bulandırdığına da az çok hakimsinizdir ama özellikle büyük şehirlerde araç kiralarken sayısız seçenekle karşılaşıyorsunuz. Hangisini seçeceğim diye kara kara düşünürken akla mantığa sığmayacak kararlar verebiliyorsunuz, hatta ben de öyle kararlar verip sonra pişmanlık saflarını tanzim ediyorum. Yine de İstanbul, Ankara ya da İzmir gibi büyük şehirlerde kurumsal bir geçmişi olan işletmelerin tercih edilmesi gerektiğini bilmelisiniz.

Türkiye’nin deniz bulunmasa da en çok ziyaret edilen ve dolayısıyla en çok araç ihtiyacı duyulan şehirlerinden biri olan başkent Ankara araç kiralama konusunda kurumsal ve merdiven altı birçok firma ile bu sektörün en yoğun şehirlerinden biri. Benim de kısa bir süre de olsa bu şehirde araç kiralama deneyimim oldu. Elbette ilk karşıma çıkan ve senetle çalışan tokatçılara kanmadım ama biraz acelem olsa belki de tufaya düşebilirdim. Zira etrafımdan çok duydum. Benim deneyimlediğim firma, otokirala.com adresinde hizmet veren kurumsal işletme. Kurumsal dediysem hemen can sıkıcı prosedürler gelmesin aklınıza. Diyelim ki kiralama kararı verdiniz ve aklınızda soru işaretleri var. Arıyorsunuz, bütün sorularınıza en ince detayına kadar net cevaplar veriyorlar.

Abi şöyle olursa, böyle olur gibi gereksiz ve şüphe uyandıran kararsız cevaplara otokirala.com’da yer yok.

Aklınızdaki her sorunun cevabı mutlaka burada var.

Memleketimdeki yakın bir arkadaşım uzun yıllardır Ankara’da oturuyor ve akademik kariyer yolunda ilerlediği için kendisiyle görüşme periyotlarımız uzuyor, aramıza mesafeler giriyordu. Ben de Ankara’yı hiç görmemiş olmamı bir fırsat olarak bildim. Uçak biletimi alıp ani bir kararla Ankara’ya vardım. Esenboğa Havaalanı’na indiğimde ne kendisinin haberi vardı Ankara’da olduğumdan ne de benim kesin görüşebilme şansım vardı. Adam harıl harıl çalışıyor, makalelerle cebelleşiyor ve belki de ben yanlış zamanda gitmiş olabilirdim.

Neyse ki öyle olmadı. Havaalanından çıkınca kendisini aradım.

Sen buradaysan benim de derslere biraz ara verme zamanım gelmiş demektir.

Cümlesini duyunca araç kiralama konusunda nasıl bir yol izlememi önerdiğini sordum. “Esenboğa Havalimanı araç kiralama konusunda en ideal yer” cümlesini duyup araştırmamı yaptım. Daha önceki deneyimlerimi de göz önünde bulundurarak otokirala.com’u seçip aracımı belirledim. Ben manuel araç sevdiğimden ve Ankara trafiği İstanbul kadar yoğun olmadığından tercihimi manuel vitesten yana kullandım.

Esenboğa Havalimanı Araç Kiralama

Esenboğa Havalimanı Araç Kiralama

Her ne kadar 2 günlük bir süreç planladıysam da akademik kariyeri hayatının baş köşesine koyan arkadaşımın çok zamanını almak istemedim. Onunla 1 tam gün geçirdik. Kalan 1 günümü de Anıtkabir ve Ankara Kalesi ile taçlandırdım. Elbette Tunalı Hilmi, Kuğulu Park ve Kızılay’da yaşamın izlerini de sürdüm. Her ne kadar Eymir Gölü ve Elmadağ Kayak Merkezi’ni merak etsem de bir sonraki ziyaretime ertelemek zorunda kaldım.

Bir dahaki sefere Ankara’ya yolum düştüğünde bu kez daha fazla doğa odaklı bir planlama yapmak istiyorum. Sizin önereceğiniz gizli kalmış  doğa harikaları var mı? Hatta Ankara’ya yakın illeri de değerlendirmeye alabilirim.